23 Mart 2017 Perşembe

CESUR VE GÜZEL: BUNDAN SONRA NE OLACAK?


Geçtiğimiz perşembe akşamı (16 Mart), Türk dizi tarihinin belki de en güzel 18. bölümünü izledik... Bizde genel olarak seyirci olayların hiç beklenmedik bir anda çözüldüğü, sırların ortadan kalktığı bölümleri sevmez, ayrıca polisiyeyi de -sebepsizce hiçbir zaman izlemediğim- Arka Sokaklar'dan ibaret sanabilir. Ama Cesur ve Güzel'in 18. bölümü kurgu, çekim ve oyunculuk açısından muazzamdı ve bence Türk dizi tarihinin unutulmaz bölümlerinden biri oldu. Sinema filmi tadında falan bile diyemeyeceğim, çünkü her şey o kadar birbiri ardına geldi ki, hiçbir şey düşünmeden, sadece tadını çıkararak izledim (sonra ikinci kez, üçüncü kez tekrar tekrar izledim tabii bu analizi hakkıyla yazabilmek için; İsveç'e gelmişim, uğraştığım şeye bak). Bildiğiniz gibi dizinin senaristi Ece Yörenç diziyi bıraktı, 18. bölüm (ya da belki 19) onun yazdığı son bölüm oldu. Ece Yörenç attığı düğümleri çözmekle kalmadı, giderayak senaryoya "tazelenme" kapısı da açtı ve bundan sonrası diziyi yazacak yeni ekibin işi... 

SEZON FİNALİ TADINDA BİR BÖLÜM: JR'I KİM VURDU? 

Cesur ve Güzel'in 18. bölümünde, adeta bir sezon finali izledik. 18. bölüm muazzamdı, çünkü içinde, bir soap opera'dan beklediğimiz entrikaların tamamı Dallasvari polisiye olay örgüsüyle harmanlanmıştı ve pek çok sır açığa çıktı, karakterlerin ilişkileri değişti, yani tam bir "olaylar olaylar" durumu oldu. Bölümü Cesur ve Tahsin'in uçurum kenarındaki hesaplaşmasıyla açtık. Tahsin tam Cesur'a "Anneni ben öldürmedim ama babanı kimin öldürdüğünü söyleyebilirim. Babanı..." diye itiraf ediyordu ki (evet, Adalet'i ele vermek üzere miydi değil miydi bunu asla öğrenemeyeceğiz), onları uzaktan izleyen bir kişi tarafından vuruldu. Ve bölüm boyunca tam bir Dallas rüzgarı esti: JR'ı kim vurdu? Dallas'ın kötü adamı JR'ı kimin vurduğu sorusu da bir dönemler seyirciyi merak ettirmişti, bu bölümdeyse Tahsin'i, dizinin kötü adamını kim vurmuş olabilir diye merak etti seyirci, neyse ki aynı bölüm içinde cevabı öğrendik. Olay yerine gelen Sühan "Yeter artık! Bu böyle olmayacak!" deyip yüzüğü parmağından çıkarıp attı. Ama hastanede Adalet'in Tahsin'i Cesur'un vurduğunu söylemesine karşı da Cesur'unu korumadan edemedi. Neyse, Tahsin'in ameliyatı iyi geçti, en çok da Mihriban gizli gizli rahat bir nefes aldı. Aynı dakikalarda Rıfat'ı gizemli hallerde gösterip seyircinin "Acaba Tahsin'i o mu vurdu?" diye düşünmesi istendi, Rıfat ifadeye alındı, ama Rıfat'ın yapmadığı da ortaya çıktı. Öte yandan, dizinin göz bebeği, entrikalar kraliçesi Cahide Korludağ, hamile olduğunu Hülya'dan saklamaya devam ediyordu. Onu bir şekilde plan dışı bırakmak istiyordu. Bu sırada Tahsin Sühan'dan söz aldı: Eğer Cesur'a her şeyi, babasına ne olduğunu anlatırsa, Sühan ondan boşanacaktı. Ama Adalet gerçeklerin açığa çıkmasını istemiyordu, çünkü Cesur'un babasını vuran aslında oydu. Sonra Tahsin Korhan'ı ikiden ikiye sorguya çekti, vurulduğu sırada kim neredeydi öğrenmek istedi. Koray da "Cesur'un seni kaçırdığını öğrenince hepimiz bir tarafa dağıldık" dedi. Tahsin "Adalet mi?" diye düşünmeye başladı ve çiftlikteki bütün tüfeklerin sayılmasını, eksik var mı diye bakılmasını salık verdi. O tüfeklerden birinin ateş ettiğini düşünüyordu. Cesur'un annesini de aynı kişinin öldürdüğünü düşünüyordu. Meğer birisi Mihriban Hanım'ın tüfeğini çalıp öyle vurmuş Tahsin'i, bak bak. Sühan bir kez daha herkesten ve her şeyden (özellikle de Tahsin'i Cesur'un vurduğunu düşünen ve bunu dile getirip duran Adalet'ten) uzaklaşmak için soluğu Nişantaşı'ndaki evde aldı. Bilmiyordu ki o evde başına gelecekleri... 


Bildiğiniz gibi, bizim dizilerimiz 120 dakika. (Reklamlar falan derken diziyi bitirmemiz 4 saati buluyor tabii.) 120 dakikalık dizilerde, seyircinin ilgisini çekmek için 60. dakikada bir bölüm ortası finali yapılır. Bu bölümde tam 60. dakikada da Hülya'nın Sühan'a saldırması gerçekleşti, ki bölüm ortası için hayli tatmin edici bir finaldi ve seyirci meraklanıp izlemeye devam etti. 

BÖLÜM ORTASINDAKİ FİNAL: HÜLYA'NIN SÜHAN'A SALDIRMASI 

Sühan'ın Nişantaşı'ndaki evde kaldığı günün sabahı, Hülya Cahide'yle o evde buluşacaktı. Tabii bunlar evde kimse yok sanıyorlar. Hülya önden gitti, şifresini bildiği alarmı rahatlıkla kapattı, ama Sühan'ı uyandırmış oldu ve Sühan "Korhan? Korhan?" diye koridorlarda abisini aramaya başladı. Hülya evde hangi deliğe saklansam diye öyle ecel terleri döktü ki, anlatılmaz, izlenir (videoyu yukarıya bıraktım zaten). Sühan evde geziniyor ama ben herhalde Hülya'yı bulamaz diye düşünüyordum, öyle de oldu, ama Hülya'nın elindeki şemsiyeyle ona vurup kızı yere yığacağını da beklemiyorduk.  Sühan onun bulunduğu odaya geldiğinde hiç düşünmeden elindeki şemsiyeyle ona arkadan vurup onu bayılttı. İşte 18. bölümün orta gelişmesi (yani birinci finali) Hülya'nın Sühan'ı bayıltmasıydı. Ve dahası, sahne çok iyi çekilmişti. O gerilim müziği, o muhteşem soundtrack bizi de gerim gerim gerdi zaten. Sühan'ın yere yığılışı, karnı burnunda, ha doğurdu ha doğuracak olan Hülya'nın karnını tutarak onun üstünden atlayıp evden kaçmasını çok iyi çekmişler, gerçekten tebrikler. Müziğin Sühan'ın yere düşmesiyle bir anda hızlanıp atağa geçmesi de çok iyiydi. 



Hemen ardından gelen sahne, Adalet'in yolunun arabasının önünün Cesur tarafından kesilmesi, Cesur'un ona hesap sormasıydı. Adalet'in soğukluğu, donukluğu, replikleri on numara. Adalet çok iyi yazılmış bir karakter, Cahide gibi, Mihriban gibi, Hülya gibi, Şirin gibi (onlara da geleceğim). Adalet, "Beni tehdit mi ediyorrsun, şimdi de seni öldürmeye çalışırım mı diyorsun ne diyorsun?" derken polisler geldi. Adalet, "Sen gelmeden burası huzurlu bir yerdi, ne yapıyorsan sen yapıyorsun" dedi. 

Tahsin Mihriban'a, Bülent'e köpürürken Mihriban, "Ben seni öldürmek isteseydim bundan yıllar önce gözümü kırpmadan öldürürdüm! Ama şu an en son isteyeceğim şey bu, çünkü umurumda bile değilsin!" dedi. Mihriban da Adalet'in Rıza'yla konuşmak için hapishaneye gittiğini söyleyince ve Adalet de yalanlamayınca, Tahsin şok oldu. "Sen hamleyi karşıdan beklemişsin ama sırtından yemişsin!" dedi Mihriban ve diğer herkesi odadan çıkardı Tahsin. Adalet'i öfkeyle sorguya çekti. Artık onu Adalet'in vurduğunu iyice düşünmeye başlamıştı. Rıza Adalet'i aramış, Tahsin'in onu kandırdığını, onu kullandığını söyledi ve Adalet'in aklını karıştırdı. Onun Tahsin'e mahkum olduğunu söyledi. Sağ kolu Salih'e kimseye güvenmemesi gerektiğini söylüyordu, ama asıl tehlikenin Salih olduğundan henüz haberi yoktu Tahsin'in. Tabii seyircinin de... 

NE SÜHAN NE CESUR! BU DİZİYİ YAN KARAKTERLER SIRTLIYOR!

Benim gözüm bu beşliye bakmaktan, ne Sühan'ı görüyor ne Cesur'u... Cahide, Adalet, Mihriban, Hülya ve Şirin... Cesur ve Güzel'de bu beş yan karakter diziyi adeta sırtlıyor!





Adalet, Tahsin'in onun arkasından iş çevirebildiğini düşünmesine çok bozuldu, çok kırıldı, gözyaşlarını işte böyle tutamadı. Nihan Büyükağaç'ı çok tebrik etmek lazım, dizinin en kilit karakterlerinden biri olan Adalet'i hakkıyla canlandırıyor. 


Hülya'nın Sühan'dan saklanırken ecel terleri döktüğü sahne muhteşem, Adalet'e yakalanan Cahide'yle Hülya'nın birlikte döktükleri ecel terleri daha muhteşemdi: İzleyiniz.  Sühan'a saldırdıktan sonra Cahide'yle durum kritiği yapmak üzere çiftliğe giden Hülya, "O kadar korktum ki bugün... Az daha doğuruyordum biliyor musun?" dediğindeyse, bir kısım seyirci bölüm bitmeden bunun olacağını anlamıştı.


Bölüm sonuna doğru, Hülya'yı Antalya'ya göndermek üzere olan Cahide aldığı telefonla şok oldu: Hülya, doğurmak üzere olduğunu söylüyordu! Sezin Akbaşoğulları, tek başına diziyi izleme sebebim. Muhteşem bir oyuncu, gerçek bir aktris! O mimikleri, o yüz ifadeleri... Bin bir surat adeta!



Tahsin'in onun evinden çalınan tüfekle vurulduğunu öğrenen Mihriban Hanım'ı dakikasında afakanlar bastı... Karakteri canlandıran Devrim Yakut'u Ekşi Elmalar'da da çok beğenmiş, şurada yazmıştım. 


Şirin rolüyle Irmak Örnek döktürüyor... Kendisi ekranlardaki en şanslı dadılardan/hizmetlilerden! Evin hanımı Sühan'la kız kardeş dedikoduları yapabiliyor mesela...




Bölüm sonunun beş dakikasında şok olduk! Rıza ne yaptı etti, Tahsin'e karşı zaten çok kırgın olan Adalet'e suçunu itiraf ettirdi! Adalet Tahsin'i arayıp "Sana tek bir şey söylemek istiyorum... Ben sana asla ihanet etmedim. Ama asla. Bunu bil istedim" dedikten sonra, polisler tarafından tutuklandı. O dakiakalrda Cesur ve Sühan, Tahsin'le hesaplaşıyorlardı ve Cesur'un telefonu da "Biraz evvel Adalet Korludağ aradı beni." diye çaldı. Ve bölüm sonunda Tahsin, Korhan, Sühan ve Cesur, Cesur'un babasını öldürdüğünü itiraf eden Adalet Korludağ haberiyle şok olmuştu. Ama seyirci için sürpriz bitmedi. Adalet tutuklanırken, Hülya doğum sancılarıyla hastaneye kaldırılırken, bizler Rıza'ya dışarıdan haber verenin Salih olduğunu, ikisinin iş birliği yaptığını, Tahsin'i de Salih'in vurduğunu öğrendik! İşte bölüm esas olarak orada bitti. Aslında çok da şaşırmamamız gerekir, çünkü yılların klişesi yine değişmedi: Katil yine uşak çıktı!  

Yani... 18. bölümde dengeler değişti. Tahsin aklandı, Sühan'la Cesur'un arasında aile meselelerinden ötürü bir sorun kalmadı (ama 19. bölümün ilk değil ama 2. fragmanında hala aynı konu devam ediyor: Sühan ona "babamın düşmanısın" diyor çünkü Cesur babasını Adalet'in değil, Tahsin'in öldürdüğünü düşünüyor hala). Bakalım neler olacak? Adalet hapse girecek mi? Salih'in karşı tarafta olduğunu Tahsin ne zaman öğrenecek? Rıza hapisten çıkınca ne olacak? Öte yanda, Hülya konusunda Cahide ne yapacak? Hülya cidden korkutuyor. Eğer gerekirse, Cahide gözünü bile kırpmadan ortadan kaldırır Hülya'yı. Bakalım bu akşam yeni bölümde neler olacak... Perşembe akşamı bu sezonun en dolu akşamı: Vatanım Sensin, Çoban Yıldızı, Vatanım Sensin... En güzel diziler hep perşembe akşamı. Türk dizisi izlemediğini söyleyenler? Ben perşembeleri hangisini izleyeceğime karar veremiyorum, siz ne diyorsunuz! :) 



4 yorum:

  1. Ben izlemiyorum mert :)
    Yok yani entrika olaylar falan kaldırmıyor bünye :)
    Ama arada bir denk gelirsem Üstün Irk a bir bakıyorum :)
    Malum hepimiz Kıvanç'ın hastasıyız Elbette Tuğba'nın da :)

    YanıtlaSil
  2. blogunuzu izlemeye aldım sizide bloguma beklerim :)

    YanıtlaSil
  3. bende izlemek istemeyip izleyenlerdenim :) ama birebir sürekli takip etmiyorum.. kitap okumadığım akşamlar tv karşısında mecbur olduğum akşamlar, bakıyorum hangisevdiğim sanatçının dizisi varsa onu izliyorum.. günü gününe takip ediyorum idim önce meslea içerde, cesur güzel, paramparça'yı ama sonra bi nedenden dolayı izleyemeyince merakta kalıyorum o yüzden denk geldikçe izlemek daha iyi zaten detayları görmesende konuyu anlıyorsun neler olmuş diye :)

    YanıtlaSil
  4. Aaaa benim izledigim tek dizi....Cesur ve Suhan hastasi oldum❤elbette beni en cok onların karizması etkiliyor.Tuba'yı cok seviyorum ve ikisini çok yakistirdim bu dizide....

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

KİTAP ALINTISI

Yeni romanım Benim Küçük Şaheserim'den bir alıntı:  "Kitaplar onun ecza dolabıydı. Hastalanırsa -ruhu hastalanırsa- hangi kitabı aç...